Başkanlık Bilmecesi, Evet Hayır Muallağı
Selamun aleykum, Allah'ın selamı ve sonsuz rahmeti sizlerin üzerine olsun, merhaba arkadaşlar, bu yazımda son bir yıldır tartışılan ucu tatsız noktalara giden başkanlık, referandum süreciyle alakalı olacak.
Türkiye Cumhuriyeti 1923'ten beri demokratik parlamenter sistemle yönetilmektedir. Buda halkın iradesi ve oyuyla hükümeti seçen, kendini yönetecek liderleri kendi seçebilen bir sistem demektir. Her ne kadar hatasız olmasada parlamenter sistem ülkemiz için bir nimettir. Adalet, demokrasi, düşünce ve özgürlük hakkı bunların başında geliyor.Çok tartışılan başkanlık modeline gelecek olursak; bu sistem tek bir lider üzerine kurulu yönetim sistemidir. Örnek vermem gerekirse 'Monarşi' sistemi neredeyse aynısıdır. Monarşi sistemi siyasal gücün tek bir kişide olduğu ve aileden aileye miras şeklinde kalan bir sistemdir. Bu sistemde halkın düşüncesi ve istekleri görünmez, baştaki kişi istediğini yapabilir, bu şekilde yönetilen bir çok ülkede; astığım astık, kestiğim kestik mantığıyla ülke yöneten liderleri araştırırsanız göreebilirsiniz.
Ülkemizde şuanda mevcut iktidar partisi Akp ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu sistemi ısrarla istemekte ve bu kararı halka referandum yoluyla götürecekler. Peki halk başkanlık hakkında ne biliyor ? Bana göre Türkiye'deki seçmenlerin %30 kısmı bu konuda hakkında fikir sahibi değiller ve sadece şahıs olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu için evet diyecekler. Başkanlığı ben bir cümleyle ilk paragrafımda özetledim, devam etmem gerekirse; başkanlıkla beraber ülkemiz eyaletlere bölünecek, buda doğu bölgesinin özerlik ilanı tehlikesiyle karşı karşıya kalacağımızın göstergesidir. Ayrıca bitmeyen terörün yeniden hortlayacağını korkarak belirtmek istiyorum. Daha dün 26 şubat 2017 Barzani adlı şahıs Türkiye'ye geliyor ve Atatürk havalimanında sözde kürdistan paçavraları bizim şanlı bayrağmızla dalgalandırılıyor. Bu daha başlangıç. Özgür bir ülke olarak her TC vatandaşı Hayır deme hakkınada sahiptir. Hayır diyen pkklıdır, hayır diyen dinsizdir gibi cümleleri kuran ve halka hipnotize eden bu şahısları Yüce Allah'a havale ediyor ve vicdan ve merhametleriyle başbaşa kalmalarını kendilerine öneriyorum. 10 yıldır; hortlayan terör, ülkenin bitmeyen sorunları, pahalılık, darbe vs .. neler gördük. Hala açlık sınırının altında maaş alan bir vatandaş bir zahmet az oturup düşünsün, ben bir asgari ücretli çalışan vatandaş olarak diyorumki; benim ne refahım yükseldi, nede umduğumu bulabildim, 1400 tl maaş + kesilen vergiler ve hayatla başbaşa bırakıldım. Ve benim gibi milyonlarca insan. Daha verebileceğim örnek çok ama anlayan zaten anlamıştır fazla söze gerek yok. Sayın Bahçeli'de artık benim için yoktur. Koltuk sevdası için defalarca dönen bir insan benim liderim olamaz... Bu ülke özgürdür ve herkes sınırları aşmayacak şekilde fikrini söyleyebilir, bizleri ayrıştırmaya çalışan bu zihniyetlere inat gelin bir olalım, bu geçici dünyada kalp kırmayalım, bir müslüman olarak hoşgörülü davranıp önyargılı olmayalım. Benim seçimim oyum yok !
Allah'ım milletimiz ve topraklarımızı, üstünde vatan hizmeti yapan polis ve askerlerimizi korusun, düşmanlarımızı, işbirlikçilerini KAHHAR ismiyle kahreylesin inşallah .. Unutmayalım ki hepimizin gideceği yer toprağın altı ve sadece bir beyaz kefenle, hem ahiretimizi hem bu dünyamızı düşünerek yaşayalım...
Allah'a emanet olun, sevgiyle kalın.
Mehmet Can ASLANTAŞ Yazı Dizeleri 27.2.2017